Katarakt; sağlıklı bir insanda saydam olan göz içindeki merceğin saydamlığını kaybetmesi, keşifleşmesi, bulanıklaşmasıdır. Bir kişinin net görebilmesi için göz içi merceğinin saydam olması şarttır.
Cevap - kataraktın en sık oluşma sebebi yaşlılıktır; genellikle 50 yaş üzerindeki hastalarda katarakt yaşlanmanın bir parçası olarak ortaya çıkar. Bununla beraber göze gelen darbeler, diabet (şeker hastalığı) gibi bazı hastalıklar, glokom ve üveit gibi göz hastalıkları ve bazı ilaçların kullanımı da katarakt oluşumuna sebep durumlardan bazılarıdır. Annenin gebeyken geçirdiği bazı hastalıklara bağlı olarak nadiren bebeklerde ve çocuklarda da katarakta rastlanabilmektedir.
Kataraktın en belirgin bulgusu uzak görmenin azalması, görmede bulanıklık olmasıdır. Hastalar bu durumu genelde; buzlu bir camının ardından bakmak şeklinde tarif ederler. Dolmuş ve otobüslerin üzerindeki yazıları ya da dükkanların, marketlerin tabelalarını yanlarına gelen kadar okuyamamaya başlarlar. Tanıdıklarının yüzlerini çok yaklaşmadıkça seçemezler. Bazı hastalar güneş ışığı ve araba farlarından eskiden olmadığı kadar çok rahatsız olmaya başlarlar ve direkt ışık altında şiddetli kamaşma hissederler, görme seviyeleri daha da azalır. Yakın gözlük kullanan hastaların bazılarıysa, yakın görmelerinin gittikçe daha iyileştiğini, uzak görmelerinin ise bozulduğunu fark eder. Ancak, saydığımız benzer şikayetler kataraktla birlikte görülebildiği gibi, başka göz hastalıklarında da benzer şikayetler oluşabilir. Bu tür şikayeti olan hastalarımızın bir göz hastalıkları uzmanına muayene olmaları gerekir.
Kataraktın tek tedavisi ameliyattır. Herhangi bir ilaçla ya da gözlükle tedavisi mümkün değildir.
Katarakt oluşturktan sonra düzelme, geri dönme durumu mümkün müdür?
Bir hastada katarakt oluştuğu andan sonra gözün kendi kendine iyileşmesi söz konusu değildir.
Kataraktı olan hastaların ameliyat zamanlaması, kataraktın durumuna olduğu kadar hastanın ihtiyacı ve talebine göre değişebilir. Ameliyat olmakta geçtikçe katarakt ilerleyecek ve görme seviyesi azalacaktır. Bununla beraber, kataraktın ilerlemesi ile beraber göz tansiyonu gibi bazı göz hastalıklarına yakalanma ihtimali artar. Çok bekletilmiş, son evreye gelen kataraktların ameliyatları özelllik arz etmekte, ameliyatların sorunlu geçme ihtimali artmaktadır. Saydığımız bu nedenlerden dolayı kataraktı olan hastalarımız, göz hastalıkları uzmanlarının önerileri doğrultusunda ameliyat olma kararını vermediler.
Günümüzde katarakt ameliyatı genel olarak fako yöntemi (dikişsizameliyat) ile yapılmaktadır. Fako yönteminde kesi küçük olduğundan; dikiş koyulmamakta, iyileşme hızlı olmakta ve ameliyat daha kısa sürmektedir. Tecrübeli ellerde fako yöntemiyle yapılan ameliyatlarda ameliyata bağlı sorunların tümü daha azdır, kesinin yapılması dolayısıyla hastaların çoğunda gözlük kullanmadan yüksek görme seviyeleri elde edilmektedir. Hastanemizde katarakt ameliyatlarında fako yöntemi başarıyla uyfulanmaktadır.
Halkımız arasında yaygın olan bir inanış var: en başarılı ve en son teknoloji katarakt ameliyatı lazerle yapılır. Katarakt ameliyatlarında lazer kullanımı çok sınırlıdır. HALKIMIZ ARASINDA YANLIŞ OLARAK 'LAZER' DENİLEN BU TEKNOLOJİ ASLINDA FAKO YÖNTEMİDİR. Bu sistemde lazer değil ultrason enerjisi denilen bir çeşit ses dalgası kullanılmaktadır. Hastanemizde de başarıyla uyguladığımız fako yöntemi, modern katarakt cerrahisi uygulanan ülkelerdeki gibi uygulanmaktadır. Yani şu anda herhangi bir Avrupa ülkesi veya Amerika'da katarakt cerrahisi nasıl yapılıyorsa hastanemizde de aynı şekilde yapılmaktadır. Göz hastalıkları konusunda ülkemiz gelişmiş ülkelerle teknoloji açısından başa baş yarışabilmektedir ve bazı konularda çoğundan öndedir.
Hastanemizde fako yöntemiyle ameliyat ettiğimiz hastalarımızı ameliyattan kısa bir süre sonra taburcu ediyoruz ve bir sonraki gün kontrol için çağırıyoruz.
Hastanemizde fako yöntemi ile yapılan ameliyatlar çoğunlukla damla anestezi kullanılarak yapılmaktadır. Yani sadece damla damlatılarak uyuşma sağlandıktan sonra ameliyat yapılmaktadır.
Ameliyattan önce hastalarımıza rahatlamalarını sağlayacak sakinleştirici bir hap vermekteyiz. Genel anestezi yani uyutularak katarakt ameliyatı çok nadiren, bazı özellikli vakalarda (çocuklarda vs..) kullanılmaktadır.
Ameliyatta kataraktlı lens aldıktan sonra onun yerine göz içine suni bir lens (mercek) koymaktayız.
Bu lens koyulmadığı takdirde yüksek numaralı gözlük kullanmak gerekmekte ve bazı başka problemler çıkabilmektedir. Resim 5'de katarakt ameliyatında göz içine yerleştirilen lensler görülmektedir.
Cevap - Büyük ya da küçük her ameliyattan sonra bazı sorunların ortaya çıkma riski vardır. Bunlar göz ameliyatları için de geçerlidir. Enfeksiyon yani iltihaplanma, iyileşmenin geçikmesi, göz içine yerleştirilen merceğin yerinden oynaması, göz içindeki görme tabakasının yerinden ayrılması (retina dekolmanı) bunlardan bazılarıdır. Ancak tecrübeli ellerde, bu sorunlar fako yönteminden sonra nadiren ortaya çıkmaktadır.
Fako yöntemiyle yapılan katarakt ameliyatlarından sonra iyileşme çok hızlı olmaktadır. Çoğu zaman hastalar ameliyattan çıktıkları andan itibaren normal hayatlarına dönebilmektedirler. Ameliyat sonrası yatak istirahati neredeyse hiçbir zaman gerekmemektedir. Doktorunuzun önerilerine uymanız kaydıyla fako ile katarakt ameliyatı günlük hayat akışınızı çok az etkileyecektir.
Katarakt ameliyatında kataraktlı lensin kendisi çıkarılır ancak, lensin etrafındaki zar göz içinde bırakılır. Bu ince zar göz içi yapay lens koyulmasında gerekmektedir. Bazı hastalarda bu zar zamanla bulunıklaşabilir. Bu bulanıklaşma normal göz muayenesi yapılıyormuşçasına kolay ve zahmetsiz bir çekilde temizlenebilir. Ikinci bir amelyata gerek yoktur.
Address: Doğu Mah. Lokman Hekim Caddesi No:15/A 34890 Pendik / İstanbul